Bu noktada özel sektörün su yönetimini iklim değişikliği stratejilerinde ön sıralara alması büyük önem taşıyor. Çimento sektörü olarak azaltım hedeflerimiz ve örnek uygulamalarımızla çalışmalarımıza devam edeceğiz. Sürdürülebilir işletmeler ve bu yolda adım atanlar, daha önceki İklim Değişikliği Nedir? Yazımızda bahsedilen 2050 yılında net sıfır karbon hedefine ulaşma çalışmaları içinde yer alır. Bu hedef doğrultusunda yol haritalarını oluştururken belirledikleri iklim stratejilerinin bir diğer odağı, su tüketiminin azaltılması ve su kaynaklarının kalitesinin korunması olmalıdır.
Evsel sulardan elde edilen gri su, tarımsal sulama için yeniden kullanılabilir ve bu da tatlı su kaynakları üzerindeki baskıyı azaltır. Akıllı sulama sistemleri ile entegre edilen bu yöntemler, su kaynaklarının korunmasında büyük avantaj sağlar. Ayrıca, yağmur hasadı sistemleri ile yağmur suyu depolanarak kurak dönemlerde kullanılabilir. Su kaynakları yönetimi, su tahsisinin karşı karşıya olduğu mevcut ve gelecekteki sorunlara çözüm bulmaya çalışmaktadır. Devam eden iklim değişikliğinin olumsuz durumlara yol açması muhtemeldir. Ana hedef olarak, su kaynağı yönetimi, su için tüm kullanımları ve talepleri karşılamak için suyu eşit bir temelde tahsis etmeye çalışır.
- Öte yandan “sıkıyönetim birlikleri” olarak görevlendirilen askerlerin Ulusal Meclise girdiği bildirilmişti.
- Suyun bu hayati önemiyle beraber, aktif bir su yönetimi ve değişen çevresel, ekonomik, sosyal koşullara göre mevcut su politikaların güncellenmesi konusu dünya ajandasına ilk sıradan girmektedir.
- Monokültür tarımına kıyasla çeşitli bitki türleri, daha az kimyasal gübre ve pestisit kullanımını gerektirir, bu da maliyetleri düşürür ve çevreye zarar vermeyen bir üretim sağlar.
- Bu alan içerisinde normal kapalı orman alanı 13 milyon 83 bin 510 hektar ile toplam ormanlık alanının yüzde 58’ini, boşluklu kapalı orman alanı ise 9 milyon 659 bin 787 hektar ile toplam ormanlık alanın yüzde 42’sini oluşturmaktadır.
- Evsel sulardan elde edilen gri su, tarımsal sulama için yeniden kullanılabilir ve bu da tatlı su kaynakları üzerindeki baskıyı azaltır.
- Tarım ve Orman Bakanlığı koordinesinde ‘Kaynaktan Musluğa Su Yönetimi’ konulu program düzenlendi.
- Bu uygulamalar, iklim krizinin getirdiği zorluklara karşı yerel yönetimlerin uyum sağlamasına ve gelecekte su kaynaklarını koruyarak daha dirençli toplumlar oluşturmalarına destek sağlar.
- Bu nedenle, su yönetim sürecinde suyun tüm kullanım şekilleri, sektörler ve bunların arasındaki ilişkilerin birlikte düşünülmesi gerekir.
- Bu durum su hizmetlerinde etkin bir yönetim sisteminin oluşturulması gerektiğini göstermektedir.
Özetle herkes için erişilebilir su ve atık su hizmetlerini ve sürdürülebilir su yönetimini güvence altına almak; güvenli ve kapsayıcı hizmetler, sağlık ve çevre için atık yönetimi, tarım ve enerji için geri dönüşüm kapsamında 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacı’nın hepsine hizmet eder. Akademisyen Michal Kravčík ise “Slovakya’nın normalde su kaynakları açısından zengin bir Orta Avrupa ülkesi olduğu bilinir. Yapılan bir araştırmaya göre son yüz yılda 15 milyar ton suyu kaybettik.
Danka Kravčiková; su tutmanın temel ilkeleri, su tutma yoluyla iklim değişikliğine uyum ve doğal su tutmanın ekonomik faydaları olmak üzere üç ana başlıkta önemli bilgiler verdi. Küçük su tutma önemleri, mavi-yeşil altyapı entegrasyonu ve kırsal alan uygulama tekniklerinin konuşulduğu ‘Teknik Çözümler’ oturumunda da yapılabilecek çalışmalar uzmanlar tarafından örnekleriyle birlikte ele alındı. Canbel Tarım olarak, sürdürülebilir tarım uygulamalarında çiftçilerimize rehberlik etmekteyiz. Uzman ekibimiz ve özelleştirilmiş çözümlerimiz ile sizin de daha verimli ve çevre dostu tarımsal faaliyetlerde bulunmanızı sağlıyoruz. Size özel çözümlerimiz hakkında daha fazla bilgi almak ve su kaynaklarınızı koruma konusunda destek almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Bugün burada bizlerle bilgi ve deneyimlerini paylaşan değerli uzmanlara teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu. İnsan hayatı ve ekosistemin canlılığının kaynağı olan suyun sürdürülebilir yönetimi, küresel su krizinin önüne geçilmesinde önemli bir unsurdur. Yazımızda su yönetimi, sürdürülebilir işletmeler, dünyada su krizi ve çimento sektörü özelinde su yönetimine dair bilgilere ulaşabilirsiniz. Temel termodinamik ve iklim modelleri, kuru bölgelerin daha kuru olacağını ve ıslak bölgelerin ısınmaya tepki olarak daha da ıslanacağını göstermektedir. Yağış ve buharlaşmanın seyrek yüzey gözlemlerinde bu uzun vadeli yanıtı tespit etme çabaları belirsizliğini korumaktadır.
Genel
- Projelerimizde yağmur hendekleri, taşkın parkları planlıyoruz ancak biliyoruz ki bu sadece bir başlangıç.
- “Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi’nin” 17 Haziran 1994 yılında kabul edilmesinden bu yana her yıl, ülkemizde ve dünyada çölleşmeyle mücadelenin önemine dikkat çekmek maksadıyla “Çölleşme ve Kuraklık Günü” etkinlikleri düzenlenmektedir.
- İnsan hayatı ve ekosistemin canlılığının kaynağı olan suyun sürdürülebilir yönetimi, küresel su krizinin önüne geçilmesinde önemli bir unsurdur.
- Su krizi yalnızca çevresel bir sorun olarak değil, sosyal ve ekonomik bir kriz olarak da karşımıza çıkıyor.
- Yazımızda su yönetimi, sürdürülebilir işletmeler, dünyada su krizi ve çimento sektörü özelinde su yönetimine dair bilgilere ulaşabilirsiniz.
- Çok türlü ekosistem uygulamaları, farklı bitki türlerinin bir arada yetiştirilmesini ve böylece hem doğal zararlılarla mücadelenin sağlanmasını hem de toprak kalitesinin iyileştirilmesini sağlar.
- BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.
- Daha düşük sıcaklık, su buharının havadan ağır olan küçük sıvı su damlacıklarına yoğuşmasına neden olur ve bir yukarı çekiş ile desteklenmedikçe düşer.
- Bu yangın, Karşıyaka’nın en önemli doğal alanlarından birini tahrip etti ve bize doğa ile kentlerin birlikte varlığının önemini bir kez daha hatırlattı.
- Elimizdeki bu değerin kıymetini maalesef tam olarak bilmiyor ve yeterince koruyamıyoruz.
Döngünün buharlaşma aşaması suyu arındırır ve daha sonra toprağı tatlı su ile doldurur. Ayrıca, erozyon ve sedimantasyon gibi süreçlerle Dünya’nın jeolojik özelliklerinin yeniden şekillendirilmesinde rol oynar. Yeryüzündeki su kaynaklarını okyanuslar, denizler, göller ve yeraltı suları oluşturur. Dünya’daki su hareket eder, biçim değiştirir, bitkiler ve hayvanlar tarafından kullanılır, fakat gerçekte asla yok olmaz. Su döngüsü, yağış, buharlaşma (Evapotranspirasyon), yer üstü ve yer altı akışları olmak üzere üç temel aşamayı içerir. Dünyadaki ve çevremizdeki hızlı gelişmelere bakıldığında Türkiye’nin sınıraşan suları konusunda karşılaşabileceği baskıların artma ihtimali yüksek görünmektedir.Bunları karşılamak için şimdiden atılması gereken adımlar arasında eğitim altyapısı ve kurumsal altyapının acil bir şekilde büyük bir revizyon ihtiyacı öne çıkmaktadır.
Su döngüsü yahut hidrolojik döngü, suyun Dünya yüzeyinin üstünde ve altında sürekli hareketini tanımlar. Suyun okyanus ile denizlerden atmosfere, atmosferden yeryüzüne ve yeniden deniz-okyanuslara ulaşması şeklindeki genel turu, döngüyü oluşturur. Evrenin korunumu yasası gibi, yeryüzündeki su kaynaklarının artmaz veya eksilmezliğini ifade eden bir terimdir ve bir başlangıç veya sonu yoktur. Yüzyıla tarihlenen bir Hindu destanı olan Ramayana’nın Adityahridayam’da (Güneş Tanrısına adanmış bir ilahi), 22.
- Söz konusu akademik çalışmaların raporlanması ve modere edilmesi sürecinde Alanya Üniversitesi ile akademik iş birliği yapılması kararı alındı.
- Bugün 783 bin km2′lik ülkemizin yaklaşık %80’i tarım ve orman alanıdır.
- Daha sağlıklı bir çevre ve sürdürülebilir bir tarım için su kaynaklarının korunması büyük önem taşımaktadır.
- Kavramsal olarak, bu, su kalmayacaksa rezervuarın boştan ne kadar süre doldurulacağını (veya su girmeyecekse rezervuarın ne kadar sürede boşaltacağını) zamanlamaya eşdeğerdir.
- Eski zamanlarda, kara kütlesinin bir su kütlesi üzerinde yüzdüğü ve nehirlerdeki suyun çoğunun kökeni toprak altında olduğu yaygın olarak düşünülmüştür.
- Bölgedeki dere yatakları incelendi ve yangın sonrası oluşabilecek taşkın risklerine karşı alınabilecek önlemler değerlendirildi.
- Bugün mevcut su kaynakları, artan nüfus, küresel ısınma, tarım, sanayileşme ve kentleşme gibi unsurların tehdidi altındadır.
- Sizlere daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerezlere yer veriyoruz.
- Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı kapsamında çalışmalarına hız kazandıran Büyükşehir Belediyesi; İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanlığı’na bağlı İklim Değişikliği ve Temiz Enerji Müdürlüğü bünyesinde Su ve Enerji Yönetimi Şefliği kurdu.
- “Çölleşme ve kuraklık dünyada 169 ülkeyi, yaklaşık 1,5 milyar insanı ve dünya kara alanlarının yaklaşık yüzde 25’ini etkilemektedir.
- Slovakya’dan panele katılan sürdürülebilir su yönetimi uzmanı Michal Kravčík ile haritalama ve peyzaj araştırmacısı Dipl.
TARIM
Bitki örtüsünün tahribatı sonucunda, yoğun yağışlarda Karşıyaka sel riskiyle karşı karşıya. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZSU ile birlikte gerekli önlemlerin alınması için iş birliği içinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kentimizde İzmir’in iklimine uygun bitkiler kullanıyor ve parklarımızda hayata geçirdiğimiz otomatik sulama sistemleriyle su ve enerjiyi daha verimli kullanıyoruz. Projelerimizde yağmur hendekleri, taşkın parkları planlıyoruz ancak biliyoruz ki bu sadece bir başlangıç. Kırsaldan kente uzanan, dağlardan denizlere kadar bütüncül çözümler üretmek zorundayız. Bu panelin Karşıyaka ve İzmir için daha sürdürülebilir bir gelecek adına önemli bir adım olacağına inanıyorum.
Bazı yağışlar kar veya dolu, karla karışık yağmur gibi düşer ve binlerce yıldır donmuş su depolayabilen buzullar ve buzullar olarak birikebilir. Suların çoğu okyanuslara veya karaya yağmur olarak düşer ve suyun yüzey akışı olarak zeminden aktığı yer. Akışın bir kısmı, akarsuların okyanuslara doğru hareket etmesiyle, manzaradaki vadilerde nehirlere girer. Yere çıkan akıntı ve su (yeraltı suyu) göllerde tatlı su olarak depolanabilir.
a Dek 500 Milyon Ton Emisyon Azaltacak Yeni Çimento Teknolojisi: LC3 Nedir?
Geliştirilen izleme sistemi ile belediye, 2025 yılı için yüzde 30 tasarruf hedefi belirledi. Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Karşıyaka Belediye Başkanı Yıldız Ünsal, “15 Ağustos’ta Yamanlar Dağı’nda büyük bir yangın meydana geldi. Bu yangın, Karşıyaka’nın en önemli doğal alanlarından birini tahrip etti ve bize doğa ile kentlerin birlikte varlığının önemini bir kez daha hatırlattı.
ALANYA Belediyesi sürdürülebilir çevre çalışmalarına hız vermek amacıyla kentin çevre politikalarının oluşturulması için odak gruplar ile bir araya gelinmesi, çevre sorunlarının bütüncül olarak tespit edilmesi ve çözüm önerilerinin geliştirilmesi için bir dizi arama konferansı ve çalıştay planladı. Söz konusu akademik çalışmaların raporlanması ve modere edilmesi sürecinde Alanya Üniversitesi ile akademik iş birliği yapılması kararı alındı. Panelin ‘Yerel Organizasyon Sunumları’ başlıklı oturumunda İZSU Kanalizasyon Daire Başkanı Ferit Çağlar taşkın yönetimi, Ege Orman Vakfı Genel Müdür Yardımcısı Yasemen Bilgili ise orman yangınlarının erozyon ve sel üzerindeki etkileri konularında sunum gerçekleştirdi. Birçok araştırmada tarım yapılabilir 50 cm’lik bir toprağın oluşma sürecinin yaklaşık 20 Bin yılı bulduğu söyleniyor.
Organik gübre kullanımı, bu kimyasalların etkilerini azaltmak için etkili bir yöntemdir. Organik gübreler, bitkilerin ihtiyaç duyduğu besin maddelerini doğal bir şekilde sağlar ve toprağın yapısını iyileştirir. Ayrıca, organik gübreler toprağın su tutma kapasitesini artırarak erozyonu önler. Çiftçiler, hayvan gübresi, kompost ve yeşil gübre gibi doğal kaynaklardan elde edilen bu gübreleri tercih ederek su kaynaklarının korunmasına katkıda bulunabilirler. Su; tamamen ikame edilemeyen, insan hayatının ve ekosistemlerin canlılığının devam edebilmesi için gerekli yegâne kaynaklardandır.
- Ana muhalefetteki Demokrat Parti ve 5 küçük muhalefet partisinin, sıkıyönetim ilanının anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Yoon’un azli için meclise sunduğu önerge, 7 Aralık’ta yapılan oylamada nitelikli çoğunluğa ulaşılamadığı için reddedilmişti.
- Çölleşme hassasiyet haritamıza göre, sahip olduğu iklim ve topografya şartlarına bağlı olarak, ülkemizin yaklaşık dörtte biri (%22.5’i) yüksek çölleşme riski altındadır.
- Nehir vadilerinde ve taşkın yataklarında, hiporheik bölgedeki yüzey suyu ile yeraltı suyu arasında genellikle sürekli su değişimi vardır.
- Bu kapsamda, su tüketim oranlarının azaltılıp,suyun etkin ve yeniden kullanımına ilişkin yöntemlerin belirlenmesi vesürdürülebilir su yönetimi için su tasarrufu modellerinin geliştirilmesi veuygulanması gerekmektedir.
- Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.
- Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Hamle Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
- Toplumların arasındaki eşitsizlik makası, su krizinin etkileriyle beraber daha da açılıyor.
- SDG6’nın amacı, güvenli ve uygun fiyatlı içme suyuna ve sanitasyona evrensel ve adil erişim sağlamaktır.
- Birçok araştırmada tarım yapılabilir 50 cm’lik bir toprağın oluşma sürecinin yaklaşık 20 Bin yılı bulduğu söyleniyor.
- Ayrıca, organik gübreler toprağın su tutma kapasitesini artırarak erozyonu önler. Çiftçiler, hayvan gübresi, kompost ve yeşil gübre gibi doğal kaynaklardan elde edilen bu gübreleri tercih ederek su kaynaklarının korunmasına katkıda bulunabilirler.
- Buna karşın artan dünya nüfusu ve ekonomik gelişmeler, bir yandan suya olan talebi artırmakta diğer yandan sınır değerlere yaklaşmış görünen su rezervlerini tehdit etmektedir.
- Böylece fazla tüketime sahip olan alanlarda iyileştirme çalışmaları yürütülerek, kurumsal su ayak izi ile karbon ayak izinin azaltılması hedefleniyor.
- Toplantıya Belediye Başkanı Osman Tarık Özçelik ile Birim Müdürleri ve teknik personel katıldı.
Biyoçeşitliliğin Yeniden İnşası: Onarıcı Tarımın Ekosistemlere Etkisi
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Hamle Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. https://irfanbereketi.com/ Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Hamle Gazetesi değil haberi geçen ajanstır. Alanında uzman bilim adamları tarafından bu konular hakkında detaylı sunumlar gerçekleştirildi. Toplantının ardından görüş ve değerlendirmeler yapılırken MUSKİ Genel Müdürlü ile İZSU Genel Müdürlüğü arasında‘Su Kardeşliği’ Protokolü imzalandı. Tarım ve Orman Bakanlığı koordinesinde ‘Kaynaktan Musluğa Su Yönetimi’ konulu program düzenlendi.
Daha düşük sıcaklık, su buharının havadan ağır olan küçük sıvı su damlacıklarına yoğuşmasına neden olur ve bir yukarı çekiş ile desteklenmedikçe düşer. Bu damlacıkların atmosferdeki geniş bir alan üzerinde büyük bir konsantrasyonu bulut olarak görünür hale gelir. Panel öncesinde, Slovakya’dan gelen akademisyenler, Belediye İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü ile Afet İşleri Müdürlüğü yetkilileriyle birlikte yangın alanında incelemelerde bulundu. Bölgedeki dere yatakları incelendi ve yangın sonrası oluşabilecek taşkın risklerine karşı alınabilecek önlemler değerlendirildi. Ardından Karşıyaka Belediyesi Sıfır Karbon Noktası’nda gerçekleşen Su Yönetimi panelinde, İzmir’de su tutma stratejilerini hayata geçirmek için uygulanabilir planlar geliştirmek ve yenilikçi çözümler üretmek amacıyla yapılabilecek doğa temelli yaklaşımlar ele alındı, hayata geçirilebilecek çalışmalar değerlendirildi. Tarım uygulamalarında biyolojik çeşitliliğin geliştirilmesi, ekosistemlerin dayanıklılığını ve verimliliğini artırmanın anahtarıdır.